Bir Bayram Klasiği: Erzurum Su Böreği
Nerede o eski bayramlar klişesine sizce de bir son vermenin zamanı gelmedi mi? Hala bayramları o eski tadıyla yaşamamız, yaşatmamız mümkün. Sabahın erken saatlerinde açılan yufkalar, pişirilen tepsi tepsi su böreği ve baklavalar, tüm aile bir arada yapılan kahvaltılar, el öpmeler ve harçlıklar… İhtiyacımız olan şey biraz emek biraz da sevgi…
Belki de o bayramları bu kadar keyifli hale getiren, öncesinde yaşanılan heyecandı. Bayramlık kıyafetler özenle seçilir, yıkanır temizlenir, ütülenip hazırlanır ve başucumuzda o keyifli bayram sabahını beklerdi. Ninelerimiz harçlık ve şekerlemeleri ayarlar, tatlı bir telaşla tüm evi temizleyip hazırlardı. Lor dolması ya da yaprak sarması için ön hazırlıklar bir gece öncesinden keyifle yapılır ve tencereler dolardı. Bayram sabahı tüm aile erkenden uyanır ve tatlı bir koşturmacanın içerisine dalardı. Çocuklar bayramlıklarını giyinip heyecanla büyüklerinin hazır olmasını beklerken, kahvaltı sofrası el birliği ile kurulurdu. Masanın assolisti, dumanı üzerinde peynirli su böreği, buram buram kokusuyla tüm aileyi sofraya davet ederdi. Aile büyükleri masaya buyur ettiğinde ise; en küçüğünden en büyüğüne tüm aile, keyifli muhabbetler eşliğinde, bayram kahvaltısının lezzetli şölenine ortak olurdu. Sonrasında tüm aile bayramlaşıp, harçlıklar da verilince bayram; işte o “eski bayram” olurdu.
Şimdilerde koşuşturması bol hayatlarımızda, bazı ritüellerimizi ya unuttuk ya da atladık. Ancak tüm bunları eski haline getirmek, aslında bizim elimizde. Gelin bu bayram işe; unu, suya ve yumurtaya bulayarak başlayalım. Börek hamuru yoğrulsun, peynirler ufalansın… Bir gece öncesinden, bayramın klasiği el açması su böreği hazırlansın. Çok isterim ancak vakit yok diyenler ise börek siparişi vererek, zamandan kazansın. Evler temizlensin paklansın, bayramlıklar yıkansın, ayakkabılar boyansın… Geniş ailelerin en tatlı birlikteliklerinin ev sahibi bayramlar, ağız tadıyla ve layıkıyla kutlansın. Bu bayram ve dahası her bayram, o “eski bayramların tadı” tüm evlerde yaşansın.
Ne yaparsak yapalım, aramızdan eksilen büyüklerimiz ile geçirdiğimiz o neşeli bayramları bulamayacağımız kesin. Ancak belki de çocuklarımız ve hatta torunlarımız için bu keyfi yaşatmamız mümkün. Dileriz ki tüm çocuklar, eski bayramların tadını yaşasın ve belki onlar da kendi çocuklarına yaşatsın.
Yorum bırakın